13 Mayıs 2009 Çarşamba

Beynim bedenimle savaş içinde...


İnsan beyni aynı savaş alanı gibidir.En çokta hislerinin gidip gelmesi yok olup yeniden kazanılması gibi karma karışık bir kavram ardına saklanan kandırmacalar ardına gelen, kendini çelişkiler içinde boğuk bir şekilde ne yapacağının bilinmezliği içinde kıvranıp durur.

Sanırım bugün benim günüm, kendimi o kadar donuk hissediyorum ki ,bir çıkış yolu değilde sadece her şeyden birden bire soyutlama mekanizması yaratmış gibiyim,gözlerim derin bir uzaklığa dalıp gidiyor. beynim ise oldukça dolu olmasına karşın bomboş gibi ,bir şeyleri kurcalamak yerine ,içimden sadece unutmak ve duygularımı hemen yok etmek geliyor. tıpkı hiçbir şey olmamış gibi boş koymak dibine kadar hemde,ne olur ne olmaz diye düşünmeden aniden sarsılmadan gözlerimin , ellerimin dudaklarımın nasır bağlamasını istiyorum. Bedenimden geçen dokunuşların anlamını yitirmek ve heyecanımı kaybetmek, bir dokunuş gelir bir dokunuş etkisini kaybedecek mi diye kendimi hırpalarmışım düşüncesini aklımdan silmek, hemde hiç bedenimde ellerinin savaşmadığını kendimi kandırarak ikna etme çabalarımın bir an evel yok olmasını beklerken ben ,bunun yetersiz bir şekilde kalacağını elbet tahmin edebiliyorum.

Peki yeterli yetersiz olan kim? yada sorun ne bağışık bir bedene mi saklanmak olay,kolayca kendini kaptırmadan birden bire hiç var olmanı görmeden,silik bir şekilde yerin dibine gömülmek mi amaç yoksa ? nedensiz sebepsiz soluk bir yaşam istediklerin ardından kendini alan gibi görüp ,bütün golleri oysa kendi kalene mi atmak amaç düşündürücü olgular hep beni yorar üstü silik bir cümle olarak kalsın bu sözler anlam sıfatı henüz koyulmamışken..

0 Comments:

Post a Comment