12 Haziran 2009 Cuma
Artık bir son verin.. kadınlarımız neden halen mağdur bırakılıyor? Artık sessiz kalmayın hiç bir şeyi göz ardı etmeyin.. ne kadar ses o kadar hak..
Bu konu beni derinden yaralıyor..her kadını yaraladığı gibi, o kadar sessiz kalan ve sesini çıkartamayan mağdur ve savunmasız kadınlarımız var ki; bunun sayısı gittikçe artmakta ve çoğalmakta.
-Evinde kocasından şiddet gören kadın..
-Üvey babasından ve öz babasından tecavüze uğrayan kızlarımız..
-Kocası tarafından arkadaşına peşkeş çekilen kadınlarımız..vb..
Her saniye durmaksızın,şu an, şu saatte bile nicelerimiz sessiz bir şekilde bunun acısını çekmekte,nereye kadar susup oturabiliriz ve daha ne kadar korkup kaçabiliriz kendimizden.bu beden bizim değil 'mi? söyleyin, daha ne kadar istemeden zorla tecavüze,tacize şiddete karşı koymaya çalışmadan iliklerimizdeki kanı tüketmelerine göz yumabiliriz.
Tecavüz yaşandığı zamanda kalmaz, mağdurun bütün ömrü boyunca yaşayacağı büyük bir yıkım yaratır. Tecavüz kurbanda travmaya sebep olur. Bu travmanın süresi sessizliğe dönerek, sene ve ay şeklinde travma yaşamasına içine gömülmesine,neden olur. Daha uzun sürede ise depresif etkiler, kendine zarar verme eğilimi, madde bağımlılığı, agresif davranışlar, algılama bozuklukları,kişilik bozuklukları, insanlara güvensizlik, ürkeklik, cinsel bozukluklar ve strese bağlı fiziksel rahatsızlıklar yaşar. Unutmuş gibi yapmak, susmak ya da kaçmak tecavüzün bütün bu etkilerini yok etmez. Dahası derinleştirir. Ömür boyu etkisi yaşanacak bu büyük incitilmişlik ile yaşamak ancak yaraların daha da derinleşmesine sebep olur. Hiç kimse tecavüze uğramayı istemez ve hiç kimse tecavüze uğramayı hak etmez. Sen de, ben de.
Hadi gelin elele verelim,korkmayalım,kaçmayalım sessiz kalmayalım tam tersine üstüne gidip yok edelim bütün bu iğrençlikleri,kimse hakketmiyor..ne sen ne ben ne de onlar..Bizler hakketmiyoruz..kadınlarımız!
Bütün, çoğul bedenler basitlik ardına saklanan, büyük aşk oyuncuları gibi büyük ve yüce bir sevgi yaşadıklarını sanarlar..hep dönüşümlü bir şekilde kirletirler bedenlerini,sevgilerini,aşklarını yaşamları arasında kaybederler bütün değerlerini hiç olmayan insanlar yanında..her gün biraz daha battıkça batarlar, güçsüz ve savunmasız bir cümlede kelimelerden daha anlamsız bir şekilde yürüyüp yol boyunca suratlarına takılan maske ardına saklanırlar.
Sessiz kal,yeterince hemde çaresiz bir şekilde sessiz kal,ruhun bedenin'den çıksa bile belli etmeksizin göz ardı et her şeyi bir anda yokmuşum gibi git ..Hiç olmamışım,sende doğmamışım gibi dokunmamışsın gibi dudakların dudaklarımda alevlenmemiş gibi sessiz kal ve git.("GİTME")